Kadın Eli Değmiş Bir FRC!
Kazananı kazanamayanı, sorunlar yaşayanı belinde alet çantasıyla koşanı derken bir FRC’yi daha geride bıraktık. İtiraf etmem gerekirse ilk defa bir FRC’ye katıldım ve böyle heyecanlı ve eğlenceli olduğunu bilseydim öncekileri de kaçırmazdım!
Öncelikle bilmeyenler için baştan almak gerekirse FRC (First Robotics Championship), Fikret Yüksel Vakfı tarafından ülkemizde desteklenen, lise öğrencilerini bilime ve teknolojiye yönlendiren bir organizasyon. Finalleri her yıl Amerika’da yapılmakla beraber Dünya’nın birçok noktasında da yarışlar düzenlenerek seçimler yapılıyor. Bu yıl FRC’nin ABD ve Çin’den sonra Dünya’nın 3. bölgesel şampiyonası Türkiye’de yapıldı! Son 3 yıldır “Off-season” dedikleri etkinlikler zaten Türkiye’de yapılıyordu ancak artık takım sayımız 50’yi aştığı için bölge şampiyonasını da ülkemizde yapmaya karar vermişler.
Yarışmanın yapıldığı alandaki heyecandan bahsetmeden önce benim özellikle dikkat ettiğim arka plan çalışmalarına değinmek istiyorum. Bu yarışmalarda sadece en iyi robotu yapan ya da en organize takımı kurup yarışmalarda birinci olan ödül kazanmıyor. Takım içi iletişimden diğer takımlara ne kadar destek olduklarına, yarışmaya hazırlık sürecinde sosyal sorumluluk projesi olarak çevrelerine nasıl destek sağladıklarından ne kadar yaratıcı fikirler bulduklarına, hatta tribündeki arkadaşlarının ne kadar uyumlu bir şekilde desteklediğine kadar birçok farklı alanda da değerlendirilip ödül kazanıyorlar. Hatta Amerika’daki şampiyonaya gidecek takımlardan sadece 3 tanesi robot karşılaşmalarıyla belirlendi, robot karşılaşmaları dışı etkinlik ve sosyal sorumluluk projeleri işte bu kadar önemli!
Arka planda hep destek tam destek
Yarışmalar alanda devam ederken ben de, işin arka planını incelemek için tribünleri ve okulların standlarını biraz gezdim. Tribünden başlamak gerekirse, gerçekten çok renkli ve eğlenceli anlar yaşattılar. Kostümleriyle maskotların dansları, grupların davullarla daha önceden hazırladıkları marşlar ve özellikle renkli kıyafetleriyle arkadaşlarını sonuna kadar desteklediler. Gönüllülerin de rengarenk kıyafetleri ve saçları göz önüne alındığında taraftarın aşağı kalması beklenemezdi elbette!
Ön taraftaki renkli ortam arka taraftaki hazırlıklara da yansımıştı. Okullar en güzel ve dikkat çekici standa sahip olsun diye canla başla çalışmışlar. Her bir stand kendi hikâyelerini anlatacak, yaptıkları çalışmaları gösterecek hatta varsa eski başarılarını da sergileyecek şekilde düzenlenmişti ve daha siz yaklaşıp bir şey sormadan öğrencilerden biri yaklaşıp kim olduklarına dair bilgi vermeye başlıyordu.
Öğrencilerle yaptığımız röportajlarda büyük bir kısmının sürece hâkim olduğunu ve iyi hazırlandığını gördük. Yarışmayla ilgili hazırladığımız videoyu buradan izleyebilirsiniz:
Teknolojide kadın eli
Bundan 10 yıl önce bu tarz şeyleri konuşurken adı geçen 10 kişiden sadece 1 tanesi kadın oluyordu (ya da hiç olmuyordu)… Bu yarışmada baktığımdaysa kadınların oranının arttığı, hatta bazı takımlarda erkeklerin sayısını geçtiğini gördüm. Bu konuda özellikle örnek olarak vermek istediğim ekip, Robert Koleji‘nin takımı ARC. Pembe kıyafetleriyle dikkat çeken ekiple yaptığım görüşmede, pembe kıyafet giymeyi erkek takım arkadaşlarına nasıl kabul ettikleri sorduğumda hem şaşırtan hem de mutlu eden bir cevap aldım. Bu renk bir formayla yarışmaya katılmak aslında erkek takım arkadaşlarının fikriymiş ve teknolojide kadının yerinin de olduğu, hatta ne kadar yüksek oranda oldukları ve ayrımcılık yapılmaması gerektiğini vurgulanmak istenmişler. Jürinin de gözünden kaçmayan bu yaklaşımları sayesinde bir ödül kazandıklarını da eklemeden geçmeyelim.
Bir de yarışmaya ilk defa katılan, hatta maddi manevi birçok zorluğu aşarak yarışmaya gelmiş olan takımlar vardı. Onların ödül aldıkları anki heyecanını sizlere anlatmaya kelimeler yetmez… Geçtiğimiz sene ödül kazanarak İspanya’ya giden Sivrice Dream takımının hikâyesini kendi ağızlarından dinleyin:
Taa Norveç’ten kalkıp gelen Hell Robotics takımı, her ne kadar farklı bir ülkenin yabancılığını çeker gibi gözükse de bu duyguyu üzerinden hızlıca atmış olacaklar ki onlar da son anlara kadar yarışmada kalarak ödül kazandı. Sahadaki birçok farklı ekibin destekçisinden de tezahürat aldıklarını eklemeden geçmeyeyim. Türk misafirperverliğinin yanı sıra diğer takımlarla iletişimlerinin bunda etkili olduğunu düşünüyorum.
Bir FRC’yi daha geride bırakırken
Bir yanda taktik geliştirerek yarışanlar, bir yanda bozulan robotları tamir etmek için koşturanlar, diğer bir yanda 3B yazıcı ile yeteneklerini gösterenler… Yarışmalara katılan öğrencilerin yanı sıra orada çalışan gönüllülerin de adını anmadan geçmeyelim. Gerek artık mezun olmuş eski yarışmacılardan oluşan gönüllüler olsun, gerek jüri olmak için özenle seçilen profesyoneller olsun herkes bu yarışmayı renklendirmek ve heyecanlı bir hale getirmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı.
Geleneksel olarak yarışların sonunda yapılan “Gönüllüler Yarışı” da görülmeye değerdi! Robot gibi yerlerde sürünerek ve yuvarlanarak görevleri yerine getirirken bütün salonun kahkahalarla güldüğünü belitmeme gerek yok sanırım! Rengârenk kıyafetleri ve aksesuarlarıyla (bir de saçları!) tüm sürecin sorunsuz işleyebilmesi için ellerinden gelen her şeyi yaptılar ve bence gerçekten güzel bir etkinlik organize ettiler. Sonraki yarışları dört gözle bekliyorum!
2 Yorum
[…] gönüllüler de günün yorgunluğunu Erik Dalı’ndan Macarena’ya uzanan müziklerle dans ederek ve eğlenerek attılar. Yarışma hemen hemen tamamen gönüllülerin verdiği destek sayesinde […]
Son zamanlarda en eğlendiğim etkinlikti. FRC’nin yeni sezonunu sabırsızlıkla bekliyorum :).